Darren Brookes - Gitar
Peter Rewinsky - Gitar
Frank Healy - Bas
Dave Ingram - Vokal
Ian Treacy - Davul
Benediction’ın özel bir yeri vardır bende, zira aldığım ilk death metal kaseti onların Transcend the Rubicon adlı albümüydü. Aslında bu konu kendi çapımda tartışmalı. Çünkü bununla beraber aynı anda Daemon’ın The Second Coming kasetini de almıştım, açıkçası ilk olarak Daemon’ı dinlemiştim. Ama Benediction’da daha öz bir death metal tadı almak mümkün olduğundan “aldığım ilk death metal kaseti” sıfatını Transcend the Rubicon’a biçiyorum.
İlk olarak dikkat çeken şey kasetin kapağıydı. Saatlerce bakardım, her defasında da yeni bir ayrıntı yakalardım. Dan Seagrave’in çizdiği kapak gerçekten muazzamdı. Sonra müziği dinlediğimde bir an için korkmuştum çünkü “bu albümdeki şarkıları nasıl aklımda tutacağım yahu?” diyordum kendime. Öyle ki, albüm boyunca gerçekten çok az nakarat var, şarkı sözleri (mübalağa da yapmam gerekirse) adeta roman gibi. Gittikçe de gidiyor, nasıl hatırlarım bunu? Zira ilk zamanlar çoğu zaman albümün ortasında bir an nerede olduğumu kaybediyordum. Walkman otomatik olarak kasetin yönünü değiştirebildiğinden mühim bir bilgiydi bu benim için. Ayrıca bir başka gariplikse şarkıların bir kısmının başı ve sonunun bağlı, hatta birbirine yakın olmasıydı. Bir şarkının ne zaman başladığını kestiremiyordum. Listeye bakıyordum, o anda oynayan şarkının numarası tutmuyordu. Bunu şöyle çözdüm, ilk şarkı Unfound Mortality iki kısımdan oluşuyor, arada verilen uzun es yeni bir şarkıyı haber vermiyor yani. Sonra I Bow to None ile Painted Skulls birbirine bir rif ile bağlı, öyle ki iki şarkıyı birbirinden ayırsak birinin sonuna, birinin de başına gayet uyabilir. Keza Face Without Soul ile Bleakhouse da birbirine bir davul solosuyla bağlı. Bunlar kasetten dinlerken belli bir seviyeye kadar nerede olunduğunu dinleyiciye bildirmeyecek şeyler.
Bütün albüm bazı yerler dışında orta tempoda gidiyor. Temponun tavan yaptığı yerler de var tabi. Albümün bu karakteri sayesinde sakin sakin death metal ziyafetimizi çekebiliyoruz. Vokalleri de anlamak gayet mümkün. Bildiğimiz brutal vokaller gibi gırtlakta biraz değiştirmekle çıkan bir ses değil sanki, Dave Ingram’ın günlük hayattaki sesinin ta kendisi. Tabi eğer günlük hayatta da bu kadar aşırı kalın bir sese sahipse kendisi.
Transcend the Rubicon death metalin üst düzey örneklerinden birisi. Henüz klasik adayı falan diyemiyorum, zira Benediction’ın diğer albümlerinden sadece Grind Bastard’ın kasetini dinledim. Diğerlerine herhangi başka bir medyada sahip değilim. Ondan sonra zaten benim en hakim olduğum tarz thrash metal. Sonra “bilip bilmeden konuşma azizim” derler adama heh heh. Neyse, albüme geri dönüp bir cümlede bitirelim; çok güzel (aklıma çarpıcı bir cümle gelmedi).
- "Unfound Mortality" – 3:46
- "Nightfear" – 3:07
- "Paradox Alley" – 4:35
- "I Bow to None" – 4:12
- "Painted Skulls" – 4:20
- "Violation Domain" – 4:16
- "Face without Soul" – 4:00
- "Bleakhouse" – 3:51
- "Blood from Stone" – 5:22
- "At the Wrong Side of the Grave" – 3:09 (The Accüsed cover'ı olur kendileri)
- "Artefacted / Spit Forth" – 6:45
0 adet yorum var.:
Yorum Gönder