Ozzy Osbourne - Vokal
Tony Iommi - Gitar
Geezer Butler - Bas
Bill Ward - Davul
Tepeye not: Bu yazı Boo! dergisinin 37. sayısında yayınlanmıştır, yeni yazmadım eski yazdım.
Albüm incelemesi yazarken aynı anda o albümü dinlemek mi daha faydalıdır yazar için? Yoksa bir şey dinlememek mi? Ya başka bir şey dinliyorsa? Hem de çok alakasız. Buraya ara sıra benim de kafamı dinlemek isteyebileceğimi yazacaktım ama şu an çalmakta olan Nuclear Assault şarkıları samimiyetim konusunda kendime şüphe düşürüyor. Amma velakin, doğru olan bu. Bir gün benim de kafa dinleyesim geldi ve uzun zamandır yanı başımda olan ama fütursuzca “bu mu metal? Çok hafiiif!” deyip dinlemediğim Paranoid bugün en çok takdir ettiğim albümlerden biri oldu. Bu arada hazır şu an ne dinlediğimi söyleyerek yaptığım gibi yazı masasından canlı yayın yapma tekniğini kullanırken şunu da eklemek isterim ki, suratımı kaşıyayım derken sivilcelerimi yoldum hüeaaaa!!!
Black Sabbath’ın altın klasiklerini sunduğu 1975 yılına kadar olan dönemin ikinci elemanı olan Paranoid, bu dönemin karakteristik müziğine sahip tabi ki. Bu ilk 6 albümde ne yaptılarsa zaten tamamen kendilerine özgü bir müzik, şahıslarına münhasır bir hava yakaladılar. Hatta canlı yayına devam, şu anda benimle konuşmakta olan eski yazarlarımızdan (güncel not: Boo!'nun eski yazarlarından tabi) Alper Kara bu münhasıriyette Tony Iommi’nin elinin sakatlanmasının başrol oynadığını söylüyor. Malumunuz bu arkadaşlar döküm işçisiydiler bir zamanlar, tehlikeli işler yani. Parmaklarını kaptırıyor, az bir kısmı gidiyor. Tam basamıyor ondan sonra teknik oluyor. Öyleymiş yani. İşte efendim bugün Saint Vitus’ten, Trouble’dan, Pentagram’dan veya Cathedral’den veya bilumum doom metal gruplarından bahsedebiliyorsak belki de adamcağızın parmaklarının o gün kırpılmasından ötürüdür.
İlk albümden daha karanlık değil, Master of Reality’den daha ağır da değil, ama çok daha dengede şarkıları var. Albümün neredeyse yarısı klasik oldu zaten camiada. War Pigs, Paranoid, Iron Man üçlüsü her daim coverlanabilen şarkılar, nispeten daha genç gruplar tarafından. Onlar kadar ünlü olmasa da benim inanılmaz hoşuma giden bir parça Electric Funeral. Teknikten anlamadığımı tekrar dile getireyim burada, heavy metalin ilk wah pedalının kullanıldığı şarkı olabilir. Pedal kullanılmadıysa bile en azından ona denk bir etki duyuyoruz. Şarkıyı ağzımla taklit etmek en büyük keyiflerimden bir tanesi. Albümün sosyete takımı dışında çok sevdiğim bir diğer şarkı da Hand of Doom. Bir öyle bir böyle diyor, bir anda değişik yerlerden başka değişik yerlere giriyor şarkı. Şöyle bir yere dalıp giderken çok güzel eşlik ediyor.
Sabbath’ın önceki dönemlerden kalan caz ve blues alışkanlığı bu albümde de devam ediyor, henüz çok kaybolmamış. Misal? Rat Salad denen enstrümantal şarkı. Ondan sonra en son sıradaki Jack The Stripper/Fairies Wear Boots da böyle etkiler barındırıyor daha. Eh 8 şarkının 7’sinin adı geçmişken Planet Caravan’ı da atlamayalım. Ozzy’nin sesinin boğuklaştığı, basın ve dingin bir perküsyonun başrolde olduğu dingin ve çok da aydınlık olmayan bir şarkı. Al işte bol bol kafanı dinle azizim heh heh.
Sene 1970. Dünya muhtemelen çok daha yaşanası bir yer bugüne nazaran. Kötü bir şey varsa, geçen 39 yılda çıkan onca güzel müziğin o sırada henüz bir kayıt ortamında vücut bulmamış olması. Ha bir de cep telefonu olmadığından arkadaşlarla buluşmak daha zordu tabi. Paranoid bir önceki albümün üzerinden daha 1 yıl geçmeden çıkıveriyor. Millet daha önce hiç duymadığı bu karanlık müziğin varlığından haberdar olmanın şokunu üzerinden atamamış, 7 ay aradan sonra bir de Paranoid çıkıyor. Olacak iş mi bre Black Sabbath?
- "War Pigs/Luke's Wall" – 7:57
- "Paranoid" – 2:52
- "Planet Caravan" – 4:32
- "Iron Man" – 5:58
- "Electric Funeral" – 4:52
- "Hand of Doom" – 7:07
- "Rat Salad" – 2:31
- "Jack the Stripper/Fairies Wear Boots" – 6:15
0 adet yorum var.:
Yorum Gönder