Tepeye not: Bu yazıyı Boo! dergisinin 39 numaralı sayısında, Şamar adlı heavy metal bölümü için yazmıştım. Burası için yazmadım yani.
Bir heavy metal dinleyicisi İtalyanca kursuna gitmeden önce birkaç kere düşünmeli. Özellikle heavy metalden başka müzik tarzlarına kapalıysa ve hele hele Eros Ramazotti’nin sesine çok fena kıl oluyorsa. Çünkü ben yaptım böyle bir şey. Çok güzel bir sınıfa denk geldim, her hafta tonlarca gülerek çıkıyorum kurstan ama İtalyancayı müzik dinleyerek pekiştirme eylemini yapamıyorum. Araştırdım, İtalya’da heavy metal kültürü daha çok senfonik ve gotik metale kaymış. Bir miktar da endüstriyel. Thrash metal yapan bir tek Extrema var ancak onlar da hardcore’a ağırlık vermişler. Sözleri de İngilizce zaten. Koskoca ülkede şöyle delikanlı, İtalyanca heavy metal müzik yapan yok mu be arkadaşım?
Neyse, arayınca insan buluyormuş (www.metal-archives.com sitesinde ülkelere göre arayın işte). Bulabildiğim ilk ve nadir isimlerden Pino Scotto, İtalya’nın en dinozor müzisyenlerinden biri. 80’lerde Vanadium adlı grubuyla çalışan Scotto, 90’larda tek başına albümler yayınlıyor. 2000’lerde ise Fire Trails adlı grupta bulunuyor. Şimdi bahsedeceğim albüm ise bir en iyilerin derlemesi kıvamındaki Datevi Fuoco (Lo Scotto Da Pagare).
Geçen yıl içinde yayınlanan bu albümde İtalyan hard rockçunun tek başına takıldığı dönemdeki en iyi şarkıları toplanıyor. Bu arada her şarkı yeniden kaydediliyor, üstelik bir sürü de İtalyan sanatçı eşlik ediyor Scotto’ya. Benim ismen tanıdığım gruplar arasında Lacuna Coil’den Criz Mozzati, Extrema’dan Tommy Massara ve G. L. Perotti, Strana Officina’dan Bud ve Dario Cappanera ve Fire Trails’den Steve Anghartal'ı görüyorum. Daha bir sürü isim var Scotto’ya eşlik eden. Saymakla bitmez ama bu yazıyı okuyan kimse bu kişileri tanımadığından saymaya da gerek yok.
Albümde 12 tane şarkı var, tamamına yakını gerçekten çok kalite şarkılar. Progresifçi bir arkadaşa Come Noi'i dinleteyim dedim, adam yobazlık yaptı beğenmedi “bu ne be hard rockmış peh” falan dedi. Ama dinleyip düşününce hakikaten hakkını vermek lazım. Üstelik 8 kur üzerinden 5 kurluk da olsa (güncel not: şimdi 8. kurdayım, pek bişey değişmedi :F) kıt olan İtalyancamla sözlerini hafiften anlayınca (şarkı sözlerini okumadım, dinleyip anladım) sevilmeyecek şarkı da seviliyor zaten. Çok enerjik şarkılar. Prodüksiyonun kalitesi çok iyi. Besteler eski kafa. Bir de Akdeniz insanıyız ya, çekiyor işte müzik. Yansımış müziğe tamamen Akdeniz havası. Amerikan-İngiliz tarzı hard rocktan ayrı bir havası var yani. Bodrum’da yazlık evim olsa, kendi domateslerimi yetiştirsem, her gece ay ışığında deniz manzarasına oturup balık yerken sürekli bu albümü dinlerdim. O kadar Akdeniz havası var yani. Sıcak, içten. Kesinlikle yapay değil.
Şarkılardan öne çıkanlar arasında, Scotto’nun en popüler parçası Come Noi ile ikinci şarkı Il Grido Disperato di Mille Bands var ki bunlar tam gaz giden şarkılar. Onlardan sonraki iki şarkıyla albüm blues-rock havasını da katıyor kendine. Çok leziz valla. Amma velakin albüm ilerledikçe o kadar gaz ile yazamıyorum bu sa-tırları. Demek ki öne çıkan şarkılar ilk dört şarkıymış. Ondan sonra albüm biraz hız kesiyor, tek tük baladlar başlıyor. Ama lezzeti tükenmiyor yine de albümün. Hatta esas Akdeniz usulü müzik böyle başlıyor. Böyle yavaş, hem hafif efkarlı hem de keyifli.
Uzun lafın kısası, Akdeniz insanı olan, hard rock dinleyen herkesin edinmesi gereken bir albüm bu Datevi Fuoco. Tabi kolaysa Pino Scotto'nun eski kayıtlarını da edinmek lazım ama bu albüm bile zor bulunurken diğerleri yani... Keşke İtalya'da heavy metalin bu tarafı daha popüler olsa ancak adamlar senfonik olaya daha yakın bakıyorlar. Opera sevgisinden falan mı kaynaklanıyor diyeceğim ama yok, bağdaştıramadım şimdi.
- "Come Noi" - 3:17
- "Il Grido Disperato di Mille Bands" - 3:43
- "Dio del Blues" - 5:08
- "Piazza San Rock" - 4:12
- "Segnale di Fuoco" - 2:43
- "Le Stelle Cadenti" - 3:58
- "Guado 3000" - 3:56
- "Disperanza" - 3:51
- "Predatori della Notte" - 4:31
- "Nunù" - 4:16
- "Code di Cometa" - 3:18
- "Gamines" - 2:47
0 adet yorum var.:
Yorum Gönder